PROSTAT KANSERİ
Prostat kanseri günümüzde erkek toplumunu ilgilendiren başlıca sağlık problemlerinden birisi olarak tanımlanmaktadır. Prostat kanseri erkeklerde en sık tanı konulan ikinci kanserdir ve tüm kanserin %15'ini oluşturmaktadır.
Prostat kanseri için artan yaş, etnik köken, kalıtım gibi üç iyi bilinen risk faktörleri vardır. Erken evrelerde konulan tanı ve tedaviler kanser kontrolünde iyi sonuçlar alınmasını sağlamaktadır.
Prostat kanserinin hiçbir belirtisi olmayacağı gibi hastalar alt üriner sistem semptomları olarak adlandırılan idrar yapma ile ilgili problemler, ereksiyon zorluğu, semende veya idrarda kan, sırt, bel, kalça ve uyluk ağrıları ile başvurabilirler. Bu belirtiler kanser dışı (iyi huylu prostat büyümesi, enfeksiyon vb.) nedenlere de bağlı olabilir.
Prostat Kanseri tanısında digitalrektal muayene (DRM), serum Prostat Spesifik Antijen (PSA) ölçümü, transrektal ultrasonografi (TRUS) ve prostat biyopsisi kullanılan yöntemlerdir. Tanı cerrahi örneklerde, prostat biyopsi parçalarının patolojik olarak incelenmesi ile konulur.
Prostat kanserinin tedavisi hastalığın evresine, histopatalojik bulgularına, hastanın yaşı ve hastanın genel durumuna bağlı olarak değişmektedir. Lokalize tümörlerde radikal prostatektomi, radyoterapi, brakiterapi uygulanabilmektedir. Lokal ileri hastalıkta ise cerrahi ya da hormoneterapiile birlikte radyoterapi kombinasyonları kulanılabilir. Metastatik hastalıkta hormonoterapi hastalığın ilerlediği dönem de ise kemoterapi uygulanmaktadır.
Her tedavi yönteminin kendine özel yan etkileri olmakla birlikte erektildisfonksiyon (ED), inkontinans, barsak problemleri gibi etkiler de görülebilmektedir.